- Ruhsal Engelli Bireylerle İletişim Kurma
- Bakım Merkezlerinin Önemi
- Sağlık Hizmetleri Nedir?
- Süleyman Peygamber ve Hüdhüd
- Şizofreni Nedir?
- Özel Bakım Merkezlerinden Kimler Yararlanabilir?
- Engelli ve Yaşlı Bakım Elemanlarında Stres Yönetimi
- Bipolar Bozukluk Nedir?
- Doğanın Engelli Bireyler Üzerinde Etkisi
- Engelli Bireyler Üzerindeki İyileştirici Güç: Müzik
- Şizofreninin Tarihi
- Şizofreni Türleri
- Psiko-Sosyal Hizmetler Nedir?
- Dünyaca Ünlü Şizofreni Hastaları: John Nash
- Dünyaca Ünlü Şizofreni Hastaları 2: Louis Wain
- Mental Retardasyon Nedir?
Engelli bireylerimizden İ.K.'nin "Süleyman Peygamber ve Hüdhüd" başlıklı yazısı...
Neml Suresinin yirmi ve yirmi ikinci ayetlerinde Süleyman peygamberin kuşları teftiş ettiği zaman Hüdhüd’ü kuşlar arasında bulamadığı ve onun sağlam bir kanıt getirememesi halinde ya Süleyman peygamber tarafından azap edileceği veya kesileceği belirtilir ve biraz zaman sonra Hüdhüd’ün geldiğini ve Sebe isimli bir kavimden haber getirdiğini ifade eder. Burada Sebe suresinin on ikinci ayetinde de Süleyman peygamberin sabah gidişi bir aylık yol ve akşam dönüşü bir aylık yol olan bir mesafeden anında veya bir gün içinde haberdar olabildiğini anlıyoruz.
Bir aylık yolu Kuran’ın indiği zamandaki mesafelerle açıklarsak o zaman insanlar günde yaklaşık doksan km yol alıyorlardı ve bu ayda iki bin yedi yüz veya topluca söylersek üç bin km yol eder[1] ve sabah üç bin km ve akşam üç bin km olarak hesaplarsak günde altı bin km yol eder.[2] Bu yolu yarı çapı altı bin km olan bir daire olarak anlayabiliriz.
Bunu şu şekilde de ifade edebiliriz: Süleyman peygamberin bulunduğu yeri Filistin bölgesi olarak alırsak altı bin km yarı çapındaki bir daire Avrupa, Asya ve Afrika’nın büyük çoğunluğunu içine alır diyebiliriz; Süleyman peygamber bu üç kıtada olan olaylardan aynı gün haberdar olabiliyordu diyebiliriz. Yani Süleyman peygamberin Hüdhüd’ü bulamaması onun bu mesafenin dışına çıkmış olması anlamına gelebilir. Bu üç kıtanın yani eski dünyanın dışına çıkmış olan Hüdhüd’ün Amerika veya Avustralya veya Antartika’ya gitmiş olması mümkündür. Buralara gittiğinden dolayı Süleyman peygamberin bilgisinin eriminden çıkıyor ve Süleyman peygamberin daha önce bilmediği bir kavimden haber getiriyor. Burada Süleyman peygamber bilmiyor olabilir ama onun tanıdıklarından bazılarının bu kavim hakkında bilgi sahibi olduklarını anlıyoruz. Nitekim âlim bir zat Süleyman peygamber gözünü açıp kapatıncaya kadar Belkıs’ın tahtını getiriyor ve cinlerden birisi de kısa bir zamanda getirebileceğini vaat ediyor (Neml 39-40). Süleyman peygamberin bilgisi dışında olan bu Sebe kavminin önceden yaşadığı düşünülen yerde olmadığını ve onun Hüdhüd vasıtasıyla bu kavimden haberdar olduğunu anlayabiliriz. (İ.K)
[1] Recep Arslan, Peygamberlerden Bugüne Örnekler ve İbretler, İstanbul: İntişar Yay. 2017, s.272
[2] M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, İstanbul: TDV Yay.-Turkuvaz, 2016, c.2, s.214