Dünyaca Ünlü Şizofreni Hastaları 2: Louis Wain

“Kedilerin Ressamı” olarak bilinen dünyaca ünlü ressamlardan biri Louis Wain. Wain’i asıl meşhur eden ise çizmiş olduğu kedi resimleri. Peki neden kedi diye soracak olursanız gelin ressamın hayatına bir göz atalım.

Louis Wain’in eşi Emily, evlendikten bir müddet sonra meme kanserine yakalanır. Bu duruma çok üzülen çift büyük bir hüzne kapılır. Yağmurlu bir günde sahiplendikleri bir kedi yavrusu, Wain çiftinin neşe kaynağı olur. Artık daha keyifli bir hayat süren Louis ve Emily, kedilerine Peter adını verirler. Kedinin Emily üzerindeki olumlu etkisini keşfeden Louis Wain, onu daha da keyiflendirmek için Peter’in resimlerini çizer. İlk zamanlarda gerçekçi resimler çizen Wain, daha sonra insan şeklinde kediler çizmeye başlar ve eşi Emily bu resimleri çok komik bulur. Bu durum onu çok mutlu etse de fazla zaman geçmez ve Emily hayatını kaybeder.

Eşinin kaybının ardından derin bir depresyon yaşayan Louis Wain’in hastalığı şizofreniye dönüşür. Hatta 1924’te deli olduğu kanısıyla Londra’da yer alan bir akıl hastanesine yatırılır. İşte Louis Wain’in asıl hikâyesi burada başlar. Çünkü Wain çizdiği kedi resimleri normal bir zihnin ürünü değil, artık bir şizofren hastasının kaleminden dökülen çizimlerdir.

Şizofreniden Sanata…

Şizofreniyle birlikte sanat hayatının en verimli dönemine giren Louis Wain, Victoria Dönemi’nde popüler bir ressam olur. İngiltere’de ünü yayılan ressamın rahatsızlığı her ne kadar zor olsa da o bu durumu en iyi şekilde değerlendirmiş ve kendi sanatını ortaya çıkarmayı başarmıştır. Onun resimlerinde kediler dans eder, briket oynar; kısacası bir insanın yapabildiği her şeyi yapar.

Wain’in çizimleri sonralarda karmaşık bir hâl alsa da ünlü ressam kedi çizmekten hiç vazgeçmez. Bu da onun eşine olan sonsuz aşkı olarak yorumlanır.